Yeri geldiğinde basına toz kondurmayan en büyük yardımcısı olarak gören bürokratlarımız. Özellikle kurumlarını yakından ilgilendiren haberler yapıldığında ilgili mercilere duyurma gereğini yapma yerine bu haberler sumen altı edildiği yolunda duyum alıyoruz.
Örneğin bir resmi ve özel kuruluşların bir uygulamasında basın tarafından eksiklik görüldü. Bu yanlış ve eksik de olabilir. Bu konu ile ilgili kimseler basında yer alan haberleri ilgili yerlere duyurduktan sonra eksik ve yanlış olan yönlerini gerek telefonla gerekse diğer iletişim yoluyla bu haberi yapan basın kurumuna duyurmaları gerekmez mi?
Edirne’de ise bazılarının işine gelmeyen haberler ‘nasıl olsa bir gün sonra unutulur’ gerekçesi ile gazetelerde yer alan önemli konular yok sayılıyor. Büyük ihtimalle de bu türde haberler yetkili kimselere zamanında iletilmiyor.
Bu görüntü o kurumların sağlıklı işlemesi için olumlu katkı yapmaz. Edirne’de bazı bürokratların bölge halkının hoşgörüsü, hakkını yeterince arama alışkanlığının bulunmamasından kaynaklanan görüntüsünden yararlanarak vurdumduymaz, rehavet içinde olduğu biliniyor.
Bu durum da genellikle bölge insanından yoksun olan, konuları yeterince kavramayan yöneticilerden kaynaklanmaktadır. 150 bin nüfuslu Edirne’de bölge sorunlarını iyi tanıyan, buranın nüfusuna kayıtlı, buranın sorunlarını çok iyi bilen kaç daire müdürü var.
Bununla bölgecilik yaptığım iddiası olmamalı. Ben burada Edirne’nin de diğer illerde uygulanan bürokrasi kontenjanı haklarından yeterince yararlanmadığını vurgulamak istiyorum.
Bu oran diğer illerle mukayese edildiğinde Edirne aleyhine farkın ne kadar büyük olduğu görülecektir. Ben burada görevini ayrım göstermeksizin yapan bürokratlarına ve daire müdürlerini kastetmiyorum.
Bölge insanımızın uysallığından yararlanarak gerektiğinde yasaları aşarak kendi hegemonyasını kurma peşinde olan görevini savsaklayan yöneticilerimizden söz ediyorum.
Bu ve benzeri bölge konularının gündeme taşınması bir noktada mahalli basının asli görevi olsa da, en önemli görev ilin yetkili kesimlerine siyasi partilere, meslek kuruluşlarımıza, Milletvekillerimize STK’lara düşmektedir.
Bugüne kadar iktidar partisi, Adalet Kalkınma Partisi yöneticilerine Edirneli bürokratlar hakkında çeşitli yakınmalar geldi. Bunu parti yöneticileri de çok iyi biliyor. Bürokratlarca bölge insanlarına haksızlık yapılıyor denildi.
İşe göre adam yerine adama göre iş uygulaması yapılıyor şeklinde şikayetler oldu . Ne yazık ki iktidar partisi bu konuların üzerine yeterince gitmedi veya gidemedi.
Bir ilin mülki ve mahalli yönetiminde söz sahibi olanlar o bölge halkına ters düşerek değil oranın halkı ile uyum içinde görev yaparak daha faydalı hizmet yaparlar.
Edirne’de bu konuda yöneticiler arasında yeterli uyumun sağlanamadığı yolunda ayyuka çıkmış yakınmalar var. bunun için mülki amirlerin uyumlu olması onlara objektif yaklaşmaları yeterli olmayabiliyor.
Bu türde halk tarafından gündeme gelen veya basına yansıyan başvurular ne yazık ki sonuçsuz kalıyor.
Ben bu eksikliğin sorunları sık sık gündeme taşıyarak çözümleneceği kanısındayım. Bir önemli konu gündeme geldi, doğru olduğuna kesinlikle inancınız var, bunu kamuoyuna duyurdunuz.
Baktınız ki ses seda yok, bu durumda bir kez daha gündem konusu olmalı. Yine duyarsız kalındı. O zaman ilgili kişilerin anlayabileceği tarzda daha sert ve duymayan kulaklardan duyulacak görmeyen gözelerden görülecek şekilde sorunlar gündeme getirilmeli.
Yoksa bölge meselelerine duyarsızlık bazı yöneticilerin ilgisizliğinin başka giderilme yolu yok. Edirne halkının yasalara saygınlığı tepkisiz olması yeterince hakkını arama alışkanlığının bulunmaması bazı bürokratlarca istismar konusu olamaz ve olmamalı…..
TEKRAR HATIRLATIYORUM
Nehirlerin su taşkınlarını önlemek için “ Kanal Edirne” diye Karaağaçtan başlayıp Bosnaköy arazilerini takiben Süvari köprüsüne kadar uzanan devasa bir su kanal açılıyor. Bu 3-4 metre derinliğinde, 50 metre genişliğinde yaklaşık 8 kilometre uzunluğunda olacak.
İlimizin bu bölgeleri Edirne’nin en verimli topraklarının olduğu yöreler. Kanalın kazılması sırasında çıkan verimli topraklar damperli araçlarla nehir kenarındaki setlerin boyuna atılıyor.
Bu verimli toprakların böyle set boylarına atılması doğru mudur?. Böyle verimli topraklardan yararlanma imkanı olamaz mı? Böyle verimli topraklar bir kenara toplanıp gerekli alanlarda yaralanılması sağlanamaz mıdır ?
Ne yazık ki bu yapılmıyor verimli arazi toprakları adeta çöp atılır gibi çevreye atılıyor. Bir uzmanın ifadesine göre Kazanova’da su kanalının açıldığı semtten çıkan topraklar İtalya’nın en verimli ovası olan PO ovası topraklarından daha verimli imiş, kısaca altın değerinde toprakmış. Hal böyle iken sıradan bir kazı toprağı gibi verimli toprakların heba edilmesine nasıl izin veriliyor.
Etkili ve yetkili beyler yeri geldiğinde attıkları zaman mangalda kül bırakmayan tarım uzmanları lütfen buradaki verimli toprak zayiatına bir el atın.
Bu kanalın çok yararlı olacağını düşünerek böyle bir kanal açılmasına onay verenler dilerim çok iyi değerlendirme yaparak bu kararı vermişlerdir.
Böyle olmaması halinde ilerde bu kanal nedeniyle bölgenin zarar görmesinin faturası kime çıkacaktır. Tekrar ifade ediyorum, dilerim bu endişemde yanılmış olurum. Bu derinlik ve genişlikte kanal yaz aylarında yanından geçen nehir suyunu etkilemez mi, buradaki verimli toprakları verimsiz duruma düşürmez mi? Bu su kanalından yıl boyunca su akmayacak sadece taşkın halinde yararlanılacak.
Yaz süresince bu kanalın durumu ne olacak çevreden suyu çekme özelliği olmayacak mı.?
Zira buranın toprağı çok geçirgen özelliği sahip. Tüm bu konular dikkate alınarak kanal açılıyorsa ona söylenecek bir sözümüz olamaz. Onu da bekleyip göreceğiz..
17 total views, 2 views today
Son Yorumlar