Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana varlığını sürdürebilen tek siyasi parti Atatürk’ün kurulmasında önderlik ettiği CHP’dir.
Cumhuriyetin ilanından hemen sonra, savaşın yaralarının sarıldığı bir dönemde 9 Eylül 1930 günü temeli atılan, bugünkü ana Muhalefet Partisi CHP ilk olarak; “ Halk Fırkası” adıyla kurulur. 1924 yılında adının başına ;“ Cumhuriyet” sözcüğü eklenir. Ardından 1935 yılında yapılan 4. Kurultayında Cumhuriyet Halk Fırkası, Cumhuriyet Halk Partisi adını aldı.
Kuruluşundan bu yana çeşitli badireler atlatan, iç çatışmalar yaşayan, Cumhuriyeti kuran parti olarak bilinen CHP, 1946 yılına kadar devam eden tek parti döneminin ardından çok partili döneme geçişte de destek veren,ilk seçimde iktidardan uzaklaşan bir parti olarak tarihe geçti.
O günden sonra’da parlamentoda Ana muhalefet Partisi olarak temsil edilen, CHP, Cumhuriyetin kurulduğu yıldan bu yana varlığı devam eden, daha sonraki yıllarda kurulup bir süre sonra kapanan birçok siyasi partinin aksine 90 yıldan bu yana parlamentoda varlığını sürdürüyor.
Sosyal Demokrasinin tek temsilcisi olarak bilinen ve farklı çizgilerde de olsa “orta sol” çizgide bir politika izleyen, CHP darbeleri destekliyor imajı yaratılmak istense de askeri darbelerden en çok zarar gören siyasi parti olmuştur.
Gerek 12 Mart Askeri darbesinde, gerekse 12 Eylül darbesinden en çok zarar gören parti yine CHP’dir.
Bugün darbe karşıtı gibi görünen partilerin, o günkü temsilcilerinin askeri darbelerde nerede ve ne konumda olduğu darbelere karşı ne tavırlar aldıkları hafızalardadır. CHP ülkemizde siyasilerin en çok hedef aldığı partidir. Uzun süreden beri iktidara gelememiş1980 yılından sonra bir kez koalisyon ortağı olabilen Ana muhalefet partisi buna karşın iktidar partisinin en çok eleştiri malzemesi yine ana muhalefet partisi olmaktadır.
2. Dünya savaşının sıkıntılı günlerinde yaşanan yoksulluğun faturası yene bu partimize çıkarılmaktadır.O günlerin savaş koşulları yaşanan zorluklar Türkiye’nin savaşa girmemesi için politik manevralar dikkate alınmamaktadır. Devletçi bir politika izleyen sosyal adaleti ve gelir dağılımındaki haksızlıkları gündeme taşıyan, evrensel sosyal demokrat çizgiyi yakalamak isteyen, CHP Bülent Ecevit’in 1974 yılında ve daha sonra görev aldığı parçalı iktidarın ötesinde ağılıklı olarak CHP adıyla iktidar olamamış ve savunduğu politikayı uygulama imkanı sağlayamamıştır.
Böyle olmasına rağmen sağ iktidarların hedefinde yine CHP olmaktadır. Sermaye çevrelerini her zaman arkasına almayı başaran sağ partiler güçlü propagandaları ile Sosyal Demokratların ülke yönetiminde söz sahibi olmasını engellemiştir.1988 yılında Ecevit’in iktidarda olduğu bir dönemde sermaye çevrelerinin ültimatomu sonucu piyasada kıtlık başlamış, CHP iktidardan uzaklaştırılmıştır. Ondan sonra sermaye çevreleri daha güç koşullarda oldukları zamanda dahi iktidarlara ayni tavrı sergileyememişlerdir.
Tüm bu engellere karşın CHP bugün varlığını kabul ettiren, yeterli oy verilmese de ülke yönetimi için dikkate alınması gereken, Cumhuriyet ilkelerinin özellikle,Anayasanın başlangıç ilkelerinde taviz vermeyen tek parti olma özelliğini korumaktadır.
İşte bu partinin kuruluşunun 90. Yılı kutlandı. Siyasetin belirsizliğini yaşadığımız bir dönemde, çevremizde savaş bulutlarının dolaştığı bu günlerde,ülke barışını korumak en çok ülke yönetiminde kuruluşundan beri sorumluluk içinde özen gösteren, Cumhuriyet ilkelerine zarar verilmemesi için direnen Ana Muhalefet Partisini 90. Yılının kutladığı bu günlerde daha önemli görevler bekliyor.Ülkemizde birlik ve dirliğin çok önem taşıdığı bir zamanda kuruluş yıldönümünde verilen mesajlar ülkenin bütünlüğü içindi.
Bu konuda CHP’nin işi bugün daha zor.
Karşısında beyaz dediğine siyah diyen güçlü bir medya ve sermaye gurubu var.
Bunu aşmak ancak partililerin yek vücut olması ile sağlanabilir.Her kafadan ayrı ses çıkan partililerin bir ilke etrafında birleşmediği bir partide nasıl bu konsensüs sağlanabilir,Bu konuda halka nasıl güven verilir.Tüm bu sorunların gündemde olduğu bir dönemde CHP’nin 90. Yaşı kutlandı
69 total views, 2 views today
Son Yorumlar