Edirne Esnaf ve sanatkarlar Odaları birliğinde yapılan panele Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, T.Ü Edebiyat Fakültesi Öğretim görevlisi Yrd. Doç. Dr. Özkan Ertuğrul, T.Ü Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr Mustafa Hatipler, konuşmacı olarak katıldı.
Prof. Dr. Beksaç panelde yaptığı konuşmasında Edirne’ye turist çekme konularını gündeme taşıdı. Yabancı Turistlerin Edirne’ye gelmesi için onları bu kente bağlayıcı ilgi alanlarına giren unsurlar olması gerektiğini belirtti. Turizmde bir planlama gerektiğini Edirne çevresindeki savaşlarla çağ atlayıp çağ kapatıldığını dünya tarihinde Edirne kadar toprakları toprağı kanla sulanan hiçbir şehir yoktur Edirne sınırları içinde bulunan dolmenler de Edirne açısından önemli bir turizm potansiyeli oluşturmaktadır; “ diye konuştu Doç. Dr. Özkan Ertuğrul konuşmasında Edirne’ye turist çekebilmenin koşullarını belirterek, birçok ülkede ekonomik krizin gündemde olduğunu insanların ekonomik imkanlarının kısıtlı olduğunu belirterek, “Edirne’de kendi ülkelerinden ucuz ürün buldukları için Edirne’ye geliyorlar. Diğer taraftan tarihi Kırkpınar güreşlerinin organizasyonu çok çirkin kırkpınara girmek için köprüye giriyoruz sol yanda garip müzikler sağ yanda garip yemekler bir yanda da salıncaklar böyle alanda ata yağlı güreşi yapılamaz. Eğer Kırkpınar’dan bahsediliyorsa Dünya çapındaki bir turizm organizasyonundan bahsediyorum demektir. Oranın bir rantının olması lazım. Bu oranın ise Edirne’ye eşit bir şekilde dağıtılması gerekir. Alanda biraz daha düzenli Avrupai tesislerin yapılması lazım. Kırkpınar kaç ülke televizyonlarında canlı olarak yayınlanıyor bundan kaç para kazanıyoruz. Bölgemizin ürünü meyve sabunu satışları azalıyor. Aynalı süpürgelerimizi bilenler yok. Bunları anlatan çeşitli dillerde yayımlana broşür ve kitaplar yok. Kısaca Edirne’de eski zamanları anlatacak doküman çok az.
Panelde daha sonra söz alan Mustafa Hatipler kendisinin Selimiye’nin UNESCO’ya girmesine karşı çıktığını belirterek; “çünkü biz Selimiye’yi sevmiyoruz. Sakın seviyoruz demeyiniz. Eğer sevmiş olsak Selimiye bu durumda olmazdı. Selimiye’nin içine girdiğinizde Caminin kubbesine bir göz atınız orijinal bir şey var mı. İçine bakınız orijinal bir şey var mı? Dışına bakın daha kapıdan içeri girmeden hemen birisi yapışıyor” abi bunu alacaksın” diyor. Allah aşkına böyle şey olur mu.” Dedi.
14 total views, 2 views today
Son Yorumlar