Bilgin, Atatürk’ün tanımladığı milliyetçilik, din ve ırk ayrımı gözetmeksizin dil, kültür ve siyasi birliktelik değerlerine dayandıran milliyetperverlik anlayışıdır.
Tüm Öğretmenler Sendikası (TÖS) Edirne İl Temsilciliği adına TÖS Edirne İl Başkanı Gökay BİLGİN yaptığı açıklamada; “Büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sıklıkla dile getirdiği, hemen hemen her Türk vatandaşının ezbere bildiği, Okulların Atatürk büstlerinde, kitaplarda ve duvarlarda asılı olan “Türk; öğün, çalış, güven” sözünün içindeki “öğün” kelimesi, çoğunlukla yanlış yorumlanıyor ve yanlış anlaşılıyor. Ancak, “Türk; öğün, çalış, güven” sözündeki “öğün” kelimesi ''övün'' anlamına gelmez. Öz Türkçe bir sözcük olan “öğün”, bu sözde “aklını kullanmak” demektir. Aynı kökten türemiş olan “öke” kelimesi ise “akıllı” anlamına gelir.
Atatürk, sözün başındaki “Türk” kelimesiyle, Türkiye Cumhuriyeti halkına sesleniyor. Her vatandaşa bir bir ne yapması gerektiğini sıralıyor. En çok yanılgının yaşandığı kelime ise “öğün” kelimesi. Akıllarda sürekli “övün” olarak kalması yüzünden, insanlar “övünme” eylemine yönelik bir istek olduğunu düşünmektedirler.
“Öğün” aslında “öğ” kelimesinden türetiliyor. Bu kelime ise “akıl - us” anlamına geliyor. Kelimeye Atatürk’ün getirdiği ve o dönemlerdeki kullanımıyla dile getirdiği “-ün” eki ise “akıllan, aklını kullan” anlamı kazandırıyor.
Atatürk’e göre millet; geçmişte bir arada yaşamış, bir arada yaşayan, gelecekte de bir arada yaşama inancında ve kararında olan, aynı vatana sahip, aralarında dil, kültür ve duygu birliği olan insanlar topluluğudur. Atatürk ve Türk Ulusu sayesinde Türkiye Cumhuriyeti kuruldu ve bu sayede milliyetçilik ilkesi de ortaya koyulmuştur. Atatürk’ün tanımladığı milliyetçilik, din ve ırk ayrımı gözetmeksizin dil, kültür ve siyasi birliktelik değerlerine dayandıran milliyetperverlik anlayışıdır.
“Ben batı milletlerini, bütün dünyanın milletlerini tanırım. Fransızları tanırım, Almanları, Rusları ve bütün dünyanın milletlerini şahsen tanırım ve bu tanışmam da harp meydanlarında olmuştur, ateş altında olmuştur, ölüm karşısında olmuştur. Yemin ederek size temin ederim ki bizim milletimizin manevi kuvveti bütün milletlerin manevi kuvvetinin üstündedir.” (1920)
“Millî hedefler, millî irade yalnız bir kişinin düşünmesinden değil, bütün milletin arzularının, emellerinin birleşmesinden ibarettir.” (1923)
“Dünyanın bize saygı göstermesini istiyorsak, önce bizim kendi benliğimize ve milliyetimize bu saygıyı hissen, fikren, fiilen bütün davranış ve hareketlerimizle gösterelim; bilelim ki millî benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avıdır” (1923)
“Gerektiğinde vatan için tek bir kişi gibi tek vücut olmuş azim ve karar ile çalışmasını bilen bir millet, elbette büyük geleceğe layık ve aday olan bir millettir.”(1927)
“Ortak millî fikrin, ahlakın, duygunun, heyecanın, hatıra ve geleneklerin kişilerde meydana gelmesini ve kökleşmesini sağlayan ortak geçmişin, birlikte yapılmış tarihin, vicdanları ve zihinleri doğrudan doğruya birleştiren ortak dilin milletlerin meydana gelmesinde en önemli etkenler olduğunu kaydettikten sonra, millet hakkında, her millete uyabilecek bir tanımı ele alalım. Zengin bir hatıra mirasına sahip bulunan, beraber yaşamak konusunda ortak arzu ve istekte samimi olan, sahip bulunan mirasın korunmasına beraber devam etmek hususunda iradeleri ortak olan insanların birleşmesinden meydana gelen topluma millet adı verilir. Bu tanım incelenirse, bir milleti oluşturan insanların ilişkilerindeki kıymet, kuvvet ve vicdan hürriyetiyle, insancıl duyguya gösterilen saygı kendiliğinden anlaşılır. Bir millet meydana geldikten sonra, kişilerin devlet hayatında, ekonomik ve fikirsel hayatta ortak çalışması sayesinde meydana gelen millî kültürde şüphesiz her milletin her ferdinin çalışma payı, katkısı, hakkı vardır. Buna göre aynı kültüre sahip olan insanlardan oluşan topluma millet denir, dersek milletin en kısa tanımını yapmış oluruz. ”(1929)
“Türk milliyetçiliği, ilerleme ve gelişme yolunda ve milletlerarası temas ve ilişkilerde, bütün çağdaş milletlere paralel ve onlarla bir uyum içinde yürümekle beraber, Türk toplumunun özel karakterini ve başlı başına bağımsız kişiliğini korumaktır.” (1930)
“Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep aynı cevherin damarlarıdır.” (1932)
“Ne mutlu Türk’üm diyene” (1933)
“Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller” yetiştirilmesi dileğiyle, “Bir yurdun en değerli varlığı, yurttaşlar arasında millî birlik, iyi geçinme ve çalışkanlık duygusu ve kabiliyetlerinin olgunluğudur” diyen, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anıyoruz.
“TÜRK; AKLINI KULLAN, ÇALIŞ, GÜVEN”
Benzer Haberler
LAVANTA TARLA GÜNLERİ ETKİNLİĞİ GERÇEKLEŞTİ
Bilgin, Atatürk’ün tanımladığı milliyetçilik, din ve ırk ayrımı gözetmeksizin dil, kültür ve siyasi birliktelik değerlerine dayandıran milliyetperverlik anlayışıdır.
Vali Kürşat Kırbıyık’a Hayırlı Olsun Ziyaretleri Devam Ediyor
Enez’de Saadet Coşkusu
10. Uluslararası Fetih Kupası Yarışlarının Tanıtımı Edirne’de Yapıldı
Havsa MYO Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi Gelişiyor
TBMM KEFEK Başkanı AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal-Türk Mutfağı Haftası
TÜRK MUTFAĞI HAFTASI’nda RENKLİ GÖRÜNTÜLER YAŞANDI