Hayvan üreticilerimizin bugüne kadar sesleri fazla duyulmadı. Hayvancılığımız gözden uzak yerlerde Ticaret Borsası Canlı hayvan Satış Tesislerinde hayvanlarını pazarlanıyor.
Bugün, hayvanların satış salonundan geçerek, alıcılar tarafından kendilerine biçilecek fiyatlarla pazarlandığına kaç kişi şahit olmuştur.
Hayvan satış yerinde bir yanda alıcılar kendilerine ayrılan oturma yerlerine oturmuş karşısından yularından tutularak geçen hayvana çıplak gözle bakarak, fiyat veriyor, gerekirse fiyatı arttırıyor veya düşürüyor. Bunun sonucunda ihtiyacı oranında hayvanı satın alıyor.
Bir de borsanın diğer yanında malını satışını izleyen ;“acaba kaça gidecek zarar etmeyeceği mi” diyen havya üreticilerimiz var.
Kuşkulu gözlerle alıcıların ağzından çıkan malının fiyatını yansıtan rakamları izliyor. Satılan inek ve danalar için ilk olarak değer fiyatı sunuyor daha sonra rakamlar sıralanıyor. Alıcılardan arttıran olmadığı zaman” sattım “ denerek, hayvanların fiyatı belirleniyor. Hayvanların satış görüntülerini borsada dakikalarca izledim.
Zor durumda kalıp malını pazarlamak zorunda kalan hayvan üreticilerimizin görüntüleri, üzüntüleri ve tepkileri beni gerçekten üzdü.
Bir hayvanın beslenip pazarlanacak duruma gelmesi çok kolay değil ona canın gibi bakıyor her türlü ihtiyacını gideriyor,hastalandığında tedavisini yaptırıyor,biraz daha etlensin sütlensin de emeğinin karşılığını alayım diye yemiyor yediriyorsunuz.
Ailecek malınızın üzerinde titriyorsunuz, gece gündüz demeden başından ayrılmıyor, evlatlarınız gibi bakıyorsunuz. Daha sonra bir anda ekonomik zorluğa girip satış için borsaya teslim ediyorsunuz. Alacağınız ücret alıcıların iki dudağı arasından çıkacak rakamlara bağlı.
Burada alıcıları da suçlayamayız. Önemli olan ülkenin hayvancılık politikası Bunda belirleyici olan hayvanları alıcı tüccarlarımız değil. hayvancılığa yukarıdakiler,bu politikayı belirleyenler nasıl bakıyor.
Buralardan hayvancılığımıza destek sağlanıyor, emeğin hakkı dikkate alınıyor mu?
Nasıl ki tarlada ürün yetiştirildiğinde harcadığınız emek, girdi fiyatları maliyeti etkiliyorsa burada da ayni koşullar geçerli.
Üreticilerimiz hiçbir zaman maliyete kendi emeklerini çabalarını katmaz, onu yok sayar. Tarlasında ürettiği üründe de maliyet hesabında durum böyledir. Hayvan üreticiliğinde hiçbir zaman insan emeği hesabı yapılmaz.
Parasal olarak yapılan harcama ile yetinilir. Bir anlamda “benim emeğimiz önemi yok feda olsun” der. Bu doğru mu kuşkusuz yanlış. İnsan emeği olmadan ne tarladaki bitkiler hasada dönüşür ne de hayvanlar pazarlanacak duruma gelir.
Bu denli özveriye fedakârlığa karşın üreticilerimiz sattığı malı ineğini danasını yok fiyatına satmak zorunda kalıyor. Bu arada emeği heba oluyorsa kahroluyor yıkılıyor.
Hayvanların pazarlandığı salonda üreticilerimizin yüzlerinde böyle bir karamsarlığı gördüm. Tarlasında ürettiği ürünü ile geçimini sağlayamayan köylülerimiz, üreticilerimiz için bir destek alternatif olarak sunulan hayvancılığımızın bugünkü manzarası hiç de parlak değil.
İthal damızlık hayvanlarımız yüksek fiyatla halka satıldı. Üreticiler borçlandırıldı. Mallarını satmak zorunda kalıp pazara çıkardıklarında ancak yarı fiyatıyla satmak zorunda kalıyorlar. Bir ineği 9 milyon liraya alıyorsun sattığında eline 3-4 milyon para geçiyor. Hayvancılığımızın açmazı giderek büyüyor. Hayvan ithalatının da sürmesi üreticilerimize darbe üzerine darbe oluyor. Kentimiz için büyük imkân olan Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğimiz var.
Buna yeterince sahip çıktığımızı söyleyebilir miyiz? Havsa’da yapılan Damızlık İnek Yarışmasında konuşma yapan Birlik Başkanı Tuncay Aytın bu konuda sitemini dile getirdi ve hayvancılığın gelişmesini isteyen üreticilerin Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliklerine omuz vermesi, destek sağlamaları uyarısında bulundu.
Yerli cins damızlık yetiştirmede böyle fırsatımız var.İthal hayvan yerine aslında bu kurumlarımıza sahip çıkmak ihtiyacı yerli üretimle karşılamak en doğru karar değil midir ?
60 total views, 2 views today
Son Yorumlar