Edirne’de tüm Trakya’dan emekçilerin katılımı ile 1. Mayıs İşçi ve Emek Bayramı gerçekten coşkulu bir şekilde kutlandı. Bayramda hiçbir sorun çıkmadan başladığı gibi düzenli ve dostane şekilde son buldu.
Bunu sağlayan Başta Edirne Valisi Dursun Ali Şahin olmak üzere güvenlik kuvvetlerimizin tüm yetkililerine ve kurallara uyan sendika ve meslek kuruluşlarımıza teşekkür ediyorum.
Gerçekten Edirne’ye yakışan toplumun çağdaş görüntüsünü yansıtan hoşgörünün hakim olduğu bir bayram kutlandı.
Töreni izlerken baktım, katılanların bazıları slogan atıyor bazıları ise davul zurna eşliğinde doyasıya eğleniyordu. Evlerinin balkonlarındaki vatandaşlar geçit törenine katılanlara alkışları ile destek veriyordu.
Her şeyin başı hoşgörü karşılıklı anlayış. Bu sağlandıktan sonra sorun büyük oranda çözümlenmiş oluyor.
Yurdumuzun İstanbul haricinde hiçbir ilinde bayramın düzenini bozacak olaylar yaşanmadı. Öyle inanıyorum ki, İstanbul’da da ortak akılla yaşanan tatsız olayların olması engellenir çözüm bulunabilirdi.
İnatlaşma ve bu inatlaşmaya bazı basın yayın organlarının da çanak tutmaları, bunu fırsat bilen bazı çevrelere, karanlık güçlere, kaos yaratmak isteyenlere bayramı sabote etme fırsatı yarattı.
Daha önceki yıllarda 1. Mayıs kutlamalarına defalarca katıldım. O yıllarda gerçekten çok görkemli törenler oluyordu. 1 Mayıs 1977’de yapılan kutlamalarda da alanı dolduran yüz binlerce emekçinin bu mutlu gününde henüz kimler tarafında yapıldığı tespit edilemeye veya edilmeyen karanlık güçlerce 34 insan miting alanında katledilmişti.
Karşılıklı sürtüşme yaratılmadığı zamanlarda böyle günlerde hiçbir sorun yaşanmıyor.
İstanbul’da yaşanan olaylar ülkemizi dış kamuoyunda da zor durumda bırakıyor. Televizyonda izlediğimiz çirkin görüntüler belki bazı kesimlere “ Oh ne iyi oldu” dedirtebilir.
Demokrasimiz açısından yine kötü bir sınav verdiğimizi yabancı ülke televizyonları tüm dünyaya duyuruyor. Bazı sivillerin kendilerini güvenlik kuvveti gibi görüp olaylara müdahale etmesi ne anlama geliyor.
Tüm bunlar devletimizin geleceğini düşünen yetkililerce tekrar masaya yatırılıp gözden geçirilmesi gerekir. Bugün yapılanlarla mutlu olan yarın kendi başlarına geldiğinde nasıl bir hata yaptıklarını anlayacaklar, fakat o zaman da iş işten geçmiş olacak.
Edirne’deki 1. Mayıs bayramında demokrat geçinen, işçi hakkı savunuculuğu yapan bazı siyasi parti ve sendikaların törende bulunmadığını gördüm.
Onlar gelişmeleri dışarıdan seyretmekle yetindiler. Bu kuruluşlarımız da yaptıklarının ne kadar doğru olduğunu, işçilerin bu bayramına katılmamanın kendilerine ne yarar getireceğini veya sakıncalarının olup olmayacağını tekrar gözden geçirmeleri gerekir.
İzlediğim kadarı ile basın mensupları da bazı illerde pankartları ile bayrama katılmış. Böylece biz de sizlerin sınıfındanız demişler. Edirne’de basın mensuplarının böyle bir ihtiyacı olmamış.
Basın emekçilerinin Edirne’de de bayram kutlamalarına katılmaları bana kalırsa onurlu bir tavır olurdu.
Dernek yetkililerimiz işçi bayramına ilgi göstermeyip Konya’da hükümet yanlısı eylem yapan methiyeler düzenleyen Hak-İş ve Memur Sen seviyesine düşmüş veya “bizim bir sorunumuz yok” demiş olmuyorlar mı? Basın çalışanlarının hatta mahalli basın sahiplerinin yüzlerce sorunu olduğunu ne güç şartlarda bu hizmetin sürdüğünü biliyoruz.
Böyle bayram günleri basın mensuplarının sesini duyurması için fırsattır. Ne yazık ki Edirne olarak bu imkanı değerlendiremedik. Edirne’de bir elin parmakları kadar, basını temsil ettiğini söyleyen dernek var.
Öyle ara sıra beylik sözlerle veya yurtiçi ve yurt dışı turlar düzenleyerek basın hakları savunuculuğu olmaz. Yeri geldiğinde çıkıp sesini duyuracaksın, yoksa gücün her geçen gün azalır bir gün yok olursun…
18 total views, 2 views today
Son Yorumlar