ZİNCİRLEME AKARYAKIT ZAMLARI
Akaryakıt fiyatları konusunda liderliğe yükselmişiz. Daha önce lider durumda olan Norveç’i son yaptığımız akaryakıt zamlarlarıyla geride bırakarak, akaryakıt zamları en yüksek ülke haline gelmişiz.
Bu zamları gizlemek için de bir kılıf bulunabilir. Akaryakıtın otomatik olarak döviz fiyatlarına göre ayarlandığı bu konuda fiyatlara müdahale etmenin mümkün olmayacağı iddia edilebilir.
Akaryakıta uygulanan bu otomatik fiyat ayar sistem ne yazık ki diğer alanlarda uygulanmaz.
Norveç’te kişi başına düşen gelir 50 bin dolar olmasına rağmen Türkiye’de bu oran son hesaplamalara göre ,10 bin dolar civarında . Buna rağmen biz Norveç’ten akaryakıt zam rekorunu aldık
Akaryakıt zamlarının sadece yakıtı kullananları etkileyeceği şeklinde yorumlayamayız. Akaryakıt gibi ana ürüne yapılan zam bu ürünün kullanıldığı her iş dalına etki yapıyor. Bakıyorsunuz petrol zamlarının ardından petrolle üretilen ve petrolle çalışan her alanda zam gündeme geliyor
.Petrol zamlarında olduğu gibi diğer alanlarda yapılan zamları da kuzu kuzu kabulleniriz.
Toplumun sesi olduğunu iddia eden, kurum ve kuruluşların sendikaların siyasi parti temsilcilerinin de böyle toplumun yaşamını zorlaştıracak zamlarda seslerini çıkarmaz.
Onların belli ilgi alanları vardır. Oralarda boy gösterirler. Onun dışında olanlar halkın geçimini zorlaştırsa da bu kurumların gündemi dışındadır.
Kış aylarını yaşadığımız şu günlerde acaba sendikalarımız neler yapıyor. Bazı canlıların kış uykusuna yattığı gibi, sendika yöneticilerimiz de ayni konumda mı?
Aslında en acımasız baskılar, zorluklar, çalışanların sırtında olduğu biliniyor.
Mesailerin dışında fazla mesai için zorlanan,bu çalışma karşılığında hiçbir ücret alamayıp asgari ücrete talim eden işçilerin, işyerine girdi çıktı yapılarak sosyal haklarının sıfırlandığı,merdiven altı üretimle insanları sağlıksız ortamda çakıştıklarını bilmeyen yok.
Bunlarla sendikalarımızın ilgilenmesi gerektiği halde,bakıyoruz sendikacılarda ses yok.
Onların birçoğu sadece kendi sıcak koltuklarını koruma peşindeler.
İşçi hakları yok olsun, taşeron firmalar kedi fareyle oynar gibi işçi haklarla oynansın bunlar sendikacılar için birinci gündem maddesi olmuyor.
Ulasal ve mahalli basında bir araştırınız, kaç tane işçi sorunları ile ilgili haberi görebilirsiniz.
Sendikacıların,bırakınız haber amacıyla basın toplantısı yapmalarını, “sendikal çalışmalarla ilgili bir haber var mı?” diye sendika yetkililerini aradığınızda onları yerlerinde bulmanız mümkün değil. Sendikacılarımız kendileri için daha önemli olan uğraşılar peşindeler. Çalışanlar için hak kazanma çabaları gibi konular şimdilik beklemede
Bazı işçi ve memur sendikalarımızın Saraçlar Caddesi’nde az sayıda katılımla gerçekleştirdikleri göstermelik toplantıları dışında etkinlikleri yok .
Bazı sendikacılarımız da aslında çok önemli görevleri bulunmasına karşın, onlarla ilgilenmeyip başka konuların kurumların sözcülüğüne soyunduklarını görüyoruz.
Meslek kurum temsilcilerimiz de onlardan farklı değil.Kendi meslek mensuplarının yararına olabilecek çalışmalar yerine, AB
Projeleri imkanlarını da kullanarak, ülke ve ülke dışı turlarlara katılarak sözde “mesleki bilgilerini” artırıyorlar.
Aslında bu bilgi geliştireceği söylenen gezilerden o kurumun tabanında çalışanların üyelerin haberi dahi olmuyor.
Demokratik hakların temsilcisi olan kadroların bir kesiminin bu denli kış uykusuna yattığı, bir bölüm meslek kurum temsilcilerinin de kendi sorunları ile ilgilenme yerine yurtiçi seyahatlerle, dış gezilerle günlerini gün ettikleri bir ortamda hak gaspları ile mücadele beklemek ham hayalden öteye geçmez. Her ne kadar kamuoyunda ses getirmese de bugünkü manzara bu.
32 total views, 2 views today
Son Yorumlar