Edirne – İslam Alimleri Vakfı tarafından “Kendi Gök Kubbemiz” temasıyla düzenlenen II. Balkan Alimleri Buluşması, 31 Ekim – 2 Kasım 2024 tarihleri arasında Edirne Valiliği’nin ev sahipliğinde, Edirne Mimar Sinan Vakfı ve Balkan Şehirleri İş Birliği Platformu paydaşlığında gerçekleştirildi.
Buluşmaya, Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkan Vekili, önceki dönem Diyanet İşleri Başkanı, Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı, Türkiye’nin farklı bölgelerinden çok sayıda ilim adamı ve kanaat önderinin yanı sıra, Kuzey Makedonya, Kosova, Arnavutluk, Sırbistan, Bosna-Hersek, Batı Trakya, Bulgaristan, Romanya, Slovenya, Karadağ, Hırvatistan ve Kırım başta olmak üzere on iki Balkan ülkesinden başmüftü, müftü ve alimler katılım sağladı.
Toplantıda, Gazze’deki son gelişmelerin yanı sıra din hizmetleri, kültürel faaliyetler, aile yapısının korunması ve ümmet birliği gibi konular ele alındı.
“Gazze’deki Soykırıma Karşı Tüm İnsanlık Harekete Geçmelidir”
Programda konuşan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Hafız Osman Şahin, yapılan istişarelerin sonucunda alınan ortak kararları kamuoyuyla paylaştı. Dr. Şahin, Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekerek şu ifadelere yer verdi:
“Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne rağmen, Gazze’de iki yılı aşkın süredir Siyonist terör devleti İsrail tarafından sistematik bir soykırım sürdürülmektedir. Bu vahşet karşısında tüm insanlık, özellikle de İslam dünyası sessiz kalmamalı; soykırımın durdurulması için aktif ve sonuç alıcı çalışmalar yürütmelidir.”
Şahin, Gazze’de yaşananlara sessiz kalan devletlerin çifte standart sergilediğini vurgularken, sivil inisiyatiflerin oluşturduğu SUMUD hareketi ve Gazze Özgürlük Filoları gibi vicdan temelli eylemlerin önemine de dikkat çekti.
“Aile ve Ahlaki Değerler Hedef Alınıyor”
Dr. Şahin konuşmasında, küresel güçlerin medya, eğitim ve kültür yoluyla “cinsiyetsiz, milliyetsiz ve dinsiz bir nesil” projesi dayattığını belirterek şunları söyledi:
“Bu, sadece İslam dünyasının değil, tüm insanlığın bekası açısından büyük bir tehlikedir. Aile, yalnızca hukuki bir sözleşme değil; dini ve ahlaki bir kurumdur. Dolayısıyla aileyi korumak için manevi dinamikler güçlendirilmelidir.”
“Birlik Ruhuyla Daha Sık Buluşmalar Gerçekleştirilmeli”
Toplantıda ayrıca, İslam coğrafyasında etnik ve mezhebi farklılıklar üzerinden yürütülen ayrıştırıcı politikaların ümmet birliğini zedelediği vurgulandı. Bu nedenle, İslam alimleri ve kanaat önderlerinin birlik ruhuyla daha sık bir araya gelmesinin büyük önem taşıdığı ifade edildi.
“Balkanlarda Provokasyonlara Fırsat Verilmemeli”
Balkanlarda zaman zaman ortaya çıkan asayiş olaylarının, yabancı müdahalelerle provoke edilerek kamu vicdanını yaralayabileceği uyarısında bulunuldu. Bu çerçevede, bölgedeki alimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının barışı koruma noktasında daha aktif bir rol üstlenmesi gerektiği belirtildi.
“Suç ve cezanın şahsiliği ilkesi gözetilmeli; hiçbir toplum, birkaç kişinin fiili üzerinden suçlanmamalıdır.”
II. Balkan Alimleri Buluşması, İslam dünyasında fikir, gönül ve eylem birliğinin güçlendirilmesi adına önemli bir adım olarak değerlendirildi. Katılımcılar, buluşmanın kalıcı iş birliklerine vesile olması temennisinde bulundu. Haber – Foto: Fikri AK