Edirne’de gerçekleştirilen kitlesel mitingde toplu sözleşme talepleri haykırıldı CHP Edirne İl Örgütünün de tam destek verdiği eylem Edirne’de büyük ses getirdi.
Edirne, bugün Türkiye’nin emek mücadelesine tanıklık etti. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun düzenlediği kitlesel eylemde, Ağustos’ta başlayacak 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri öncesi kamu emekçilerinin talepleri tarihi kent meydanında yankılandı.

Tarihi Kentte Tarihi Direniş
Eyleme Birleşik Kamu-İş’e bağlı sendikaların genel başkanları, merkez yöneticileri, Edirne ve çevre illerin şube başkanlarıyla birlikte çok sayıda üye katıldı. Siyasi parti temsilcileri ve sivil toplum örgütlerinin de destek verdiği mitingde, “Emeğe saygı, toplu sözleşmede adalet” sloganları öne çıktı.

Birleşik Kamu-İş adına yapılan açıklamada, “Bu tarihi kentte yükselen sesimiz tüm Türkiye’de yankı bulacak” denildi. Konuşmada Edirne’nin Osmanlı’ya başkentlik yapmış, Kurtuluş Mücadelesi’nin önemli merkezlerinden biri olmuş tarihsel misyonuna vurgu yapıldı. Yapılan açıklamada; “Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’na bağlı sendikalarımızı genel başkanları,merkez yöneticileri, Edirne başta olmak üzere çevre illerimizin şube başkan, yönetici ve üyeleri , siyasi partilerimizin ve sivil toplum örgütlerinin değerli başkan ve temsilcileriyle birlikte 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecinin bir parçası olan eylemimizi, tarih boyunca ilerici, özgürlüğün ve çağdaşlaşmanın simgelerinden olan Edirne’de gerçekleştirmek için buradayız .Burada bulunarak bizlerin sesine ses,Gücüne güç katan tüm mücadele dostlarınıza ve değerli Edirne lileri,Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Merkez Yönetim Kurulu adına sevgi ve saygı ile selamlıyorum.Edirne, yalnızca bir sınır kenti değildir; aynı zamanda bu ülkenin çok kültürlü mirasının, adalet arayışının ve halk iradesine sahip çıkma bilincinin de en önemli taşıyıcı kentlerinden biridir. Osmanlı’ya başkentlik yapmış,Kurtuluş ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş Mücadelesi’nin önemli merkezlerden biri olmuş bu tarihi şehirde, bugün de emeğin ,dayanışmanın ve mücadelenin sesi yankılanmaktadır.

Biliyoruz ki Edirne’den yükselen bir çağrı, yalnız Trakya’da değil, tüm Türkiye’de yankı bulacaktır.Bugün burada yalnızca emeğimizin hakkını savunmak için değil; aynı zamanda Cumhuriyetin temel değerlerine, demokrasimize,hukuka ve halkın iradesine sahip çıkmak için bulunuyoruz. Çünkü biliyoruz ki bu ülkenin aydınlık geleceği, emekçilerin alın teri mücadelesi ve örgütlü gücüyle İstenilen seviyeye ulaşacaktır.Birleşik Kamu-İş olarak, Edirne’nin tarihinden, Edirnelilerin özgürlük sevdasından aldığımız ilhamla bir kez daha güçlü biçimde sesleniyoruz:Emeğe saygı, toplu sözleşmede adalet, Türkiye’de eşitlik ve özgürlük istiyoruz!Alınterinin ,Emek hakkının ,adalet için verdiğimiz bu mücadele, yalnız bizim değil, tüm halkımızın ortak kaygısının mücadelesidir.

Coğrafyamızda emperyalist ülkelerin Orta Doğu ülkeleri üzerinde savaş oyunlarını sahnelediği bir zamanda ülkemizin birlik beraberlik ve bütünlük içinde herkesin birbirini kucakladığı, kardeşlik hukukunun egemen olduğu bir Türkiye özlemi tüm halkımızın isteğidir.Anayasamızın ve cumhuriyet kazanımlarının her bir Türk vatandaşına eşit hakları tanıdığı bir ortamda ,eşitliği bozacak ve halkımızı kardeşlik hukukundan ayrıştıracak hiç bir girişimi Kabul etmeyeceğimizinde bilinmesini istiyoruz .23 yıldır tek başına ülkeyi yöneten bir iktidarın ülkeyi getirdiği son nokta; açlık, sefalet ve yoksulluk olmuştur. İşçisi, köylüsü, emeklisi, asgari ücretlisi ve memurları hep bir ağızdan “Açız! Hakkımızı verin!” diyorsa o ülkede çok büyük yönetememe sorunu vardır.

23 yıldır sermayeyi koruyan ve önceleyen, emekçiyi dışlayan ve ezen siyasi politikaları uygulamaktan vazgeçmeyen iktidara dur deme zamanı gelmiştir.Biz Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak emek ve sınıf mücadelesi öncülüğünde yürüttüğümüz sendikal kavga ile bugün Türkiye’nin üçüncü büyük memur konfederasyonuyuz.Doğru zeminde yürüttüğümüz emek ve sınıf mücadelesinden aldığımız güçle, uzun yılardır Toplu Sözleşme masasında emekçilerin ezilmesine ses çıkaramayan sözde yetkili konfederasyonların aynı oyunu bir kez daha oynamasına izin vermeyeceğiz!Ülkemizde son dönemde art arda yaşanan hukuk dışı ve antidemokratik uygulamalar, yalnızca bireysel hak ve özgürlükleri değil, ekonomik dengeleri de altüst etmiştir. Parti genel başkanları,Seçilmiş siyasetçiler, belediye başkanları ,gazeteciler ve üniversite öğrencilerinin hukuk normlarına aykırı tutuklanması; Ekonomiyi çöküşe sürüklemiştir.

Demokrasinin,Hukukun ,Masumiyet karinesinin ayaklar altına alınması ve hukuk sistemine güvensizlik ekonomideki krizin asıl sebebidir. Bu adaletsiz, korku yayan baskıcı düzene demokratik olarak karşı çıkmak, ses yükseltmek sadece anayasal bir hak değil; aynı zamanda bir vatandaşlık görevdir!Emeğin yok sayıldığı, sermayenin öne çıkarıldığı bir dönemde yeni bir toplu sözleşmenin hazırlanacağı sürece giriyoruz. Kamuda çalışan 4 milyona yaklaşan memur ve 2,5 milyon memur emeklisinin 2026-2027 yıllarında alacakları maaş zamlarının, sosyal ve özlük haklarının belirleneceği 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri Ağustos ayında başlayacaktır.“Bu düzen böyle gitmez! Masanızın değil, emekçinin dediği olacak!”Uzun zamandır yanlış ekonomi politikalarında sürdürülen ısrar; çalışanın geçinemediği, çalışmak isteyenin iş bulamadığı, gelecek umudu kalmayan gençlerimizin yurt dışına gittiği, en temel mal ve hizmetlerin fiyatlarının neredeyse günlük olarak arttığı, toplumun sadece bir avuç ayrıcalıklı zümresinin zenginleştiği bir ortam yaratmıştır.Ekonomideki bu karanlık kriz günden güne ağırlaşırken, biz kamu emekçileri için ise kirasını ödeyememe ve zorunlu gıda ihtiyacını dahi alamamaya doğru kritik bir sürecin eşiğine gelinmiştir.17 yıldır kamu emekçisinin haklı taleplerini yılmadan savunan Konfederasyonumuz, 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerine bu yıl Türkiye’nin üçüncü büyük memur konfederasyonu olarak katılacaktır.

Alın terini, emeğini ve haklarını savunmayı ilke edinen, mücadeleden asla vazgeçmeyen Konfederasyonumuz, emeğin gerçek sesi olarak alanda sesini ve sözünü yükselten bir iradedir . Olmaya da devam edecektir!TÜİK’in masa başında ürettiği, halkın yaşadığı gerçeklikle hiçbir ilgisi olmayan aylık ve yıllık sahte enflasyon rakamları; siyasi iktidarın halkın ekmeğini elinden almanın bir başka aracı haline gelmiştir. TÜİK, güvenilir bir istatistik kurumu değil, Saray’ın muhasebe dairesi gibi çalışan kamu kurumuna dönüşmüştür.Açıklanan sahte verilerle milyonlarca kamu emekçisinin, emeklinin, işçinin,asgari ücretlinin cebinden çalınan alın teri; yoksulluğa, borç batağına ve açlığa dönüşmüştür.Birleşik Kamu-İş’in araştırma sonuçlarına göre, Haziran 2025 itibarıyla açlık sınırı 27.415 TL, yoksulluk sınırı ise 83.859 TL’ye ulaşmıştır. memura ocak ayında verilen altı aylık %6 zam, şubat ayında enflasyonun altında kalmıştır. asgari ücret,emekli maaşları açlık sınırının altında kalmıştır. Bu tablo, milyonlarca insanımızın yaşam mücadelesi verdiğininde açık göstergesidir.7 dönemdir sürdürülen Toplu Sözleşme Masası ezilen emekçiler için gerçek bir müzakere alanı olmamış, yıllarca Çalışma Bakanlığı ile yetkili konfederasyonlarının tiyatro sahnesine dönüştürülmüştür. Masada Hükümetin belirlediği çerçevenin dışına çıkamayan sözde yetkili konfederasyonlar, emekçinin haklı taleplerini değil, iktidarın taleplerini dillendirmektedir.Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak emekçilerin yok sayıldığı masada oynanan bu oyunu bozmakta kararlıyız. Ağustos ayında başlayacak olan 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde artık biz varız!Masada ;* TÜİK’in rakamları değil, halkın sofrası konuşulacak!* Sadaka gibi verilen zamlar değil, insanca yaşam talepleri duyulacak!* Sessiz kalan sendikal anlayışa karşı, kararlı bir mücadele yükselecek!* Yalnız bırakılan tüm kamu emekçilerinin masada sesi olacağız!Bu ülkenin öğretmeni, sağlıkçısı, teknisyeni,mühendisi,güvenlik görevlisi ,memuru; daha fazla yoksulluğa mahkûm edilemez!Grev hakkının tanınmadığı, milyonlarca kamu emekçisinin temsil edilmediği bu yapay sözleşme düzeninin bu haliyle işletilmesine razı olmayacağız.Kamu emekçisi güçsüz ve kimsesiz değildir; Birleşik Kamu-İş var!Ne istiyoruz:** Adil bir gelir dağılımı istiyoruz **Az kazanan dam az çok kazanandan çok vergi alınmasını istiyoruz **ekonomik krizin faturasını emekçilerden değil ,faizden milyarına milyar katanlara kesilmesini istiyoruz 1. Grevli Toplu Sözleşmeli Sendika Yasası İstiyoruz!2. Enflasyon Farkları Aylık Ödenmelidir.3. Yoksulluk Sınırı Üzerinde Maaş İstiyoruz!4. Ek Ödemeler ve seyyanen ödemeler Taban Aylığa ve emekli maaşına yansıtılmalıdır 5. %15 Vergi Dilimi sabitlenmeli.6-Mülakatla Değil, Liyakatle Atama İstiyoruz7-Ücretli ve Sözleşmeli Değil Kadrolu ve Güvenceli Atama İstiyoruz!8-Eşit İşe Eşit Ücret İstiyoruz!9-Kamu Çalışanlarına Ücretsiz Kreş Hakkı İstiyoruz!10-Tüm Memurlara Çalıştıkları İllerde Kira Desteği İstiyoruz!11-Dereceye Giren Tüm Memurlara 3600 Ek Gösterge Hakkı Verilmelidir!12-Aile, yılında eş ve çocukYardımı arttırılmalıdır.Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak buradayız, emeğin tarafındayız.Emeğiyle geçinen herkes için adalet, eşitlik ve onurlu yaşam mücadelemiz sürecek.
Eylem, “Emek, Eylem, Direniş” ve “Yaşasın örgütlü mücadele” sloganlarıyla son buldu. Birleşik Kamu-İş yetkilileri, mücadelelerinin süreceğini belirterek tüm kamu emekçilerini dayanışmaya çağırdı.